Tüm yeme içme patronları tabii Ferit Şahenk de bunların en başında geliyor, Can Oba'nın peşinde.Ama o hiç kimsenin teklifini kabul etmiyor hatta Sirkeci'de 5 masalı küçük yerinde hızla devam ediyor.Bu 5 masalı yerde yemek yemek için 1.5 ay öncesinden randevu almanız gerekiyor. Sadece öğlen saat 15.00-18.00 arası randevu almadan gidebilirsiniz. Yer bulursanız şanslısınız. Onun dışında imkansız.




Can Oba Almanya'da Michelin yıldızlı bir şefin yanında çalışıp daha sonra da bu şefin restoranında 3 yıl boyunca şeflik yapmış. Sirkeci'nin dar sokaklarında küçük bir dükkanda hizmet veriyor. Aldığınız randevuyu unutuyorsunuz o kadar geç veriyorlar ama herkes inatla orada yemek yemek için bekliyor. Birçok kişinin düşündüğünün aksine alkol yok. Sadece ev yapımı meyve suları var. Üstelik bu mekanda yediğiniz her şeyi Can Oba kendisi yapıyor. Yemeklerin bu kadar meşhur olması herkesin sıraya girip orada yemek yemesinin nedeni de bu bence.




Bana soracak olursanız ben orada hiç yemek yemedim. Kendisini de tanımam bilmem. Peki neden mi yazıyorum? Herkes konuşuyor da ondan. "Sıra bulamadım" ya da "Dünyayı dolaştım, yedim içtim ben böyle güzel yemek yemedim" diyenlerden geçilmiyoretraf.Kişi başı da 150 TL'ye çıkıyormuşsunuz mekandan. Orada yemek yiyen, bu parayı ödeyen herkes "Değer hatta hiç fazla değil. Böyle bir yemek yok. İnanılmaz bir lezzet. Yedikten sonra yeniden rezarvasyon yaptırıyoruz" diyor. Meraklısına Can Oba Kanyon'da bir dükkan açıyormuş. Ama sadece tatlı olacakmış. Bir de yemek programı yapacakmış. Ne diyelim hayırlısı olsun. Büyüme olursa bu lezzet yok olabilir, aman dikkat!




Helal sana Kenan




Kenan İmirzalıoğlu'nu ortalarda görünce gazeteci arkadaşlarımız hemen kendisini takibe başlıyor. Alkollü ya da alkolsüz hiç fark etmez. Ben Kenan'ın ne zaman kameralara yakalandığını görsem gülümsüyor. Konuşmak istemiyorsa "Arkadaşlar bugün konuşmasak olur mu?" tadında kibar bir yaklaşım sergiliyor. Ya da istemediği bir soru olunca "O konuda konuşmak istemiyorum" diyor. Ters bir halini ben görmedim ama diğer tüm ünlülerin agresif hallerine şahit oldum.Sonuç olarak Kenan İmirzalıoğlu'ndan bahsedilirken ilk kelime olarak "Beyefendilik" ekleniyor. Şimdi birçok sanatçı "Biz de insanız. Bazen iyi halimiz olmuyor. O zaman gazeteci arkadaşlar mikrofon uzatıyor" diyecek, adım gibi eminim. Ama beyler bayanlar ünlü, şöhretli olmanın zorluklarının başında da bu geliyor. Maalesef bu işin zorluğu da bu. Şov devam ediyor. Zorla da olsa gülmek ya da "Bugün konuşmak istemiyorum, kusura bakmayın" demek çok mu zor? Bunu duyan hiç bir gazeteci sizi zorlamayacaktır emin olun.Kavga, gürültü, agresif sözler sizi daha çok gazete manşetlerine büyük puntolarla taşır. Ha istediğiniz buysa tabii ki buyurun devam.




Bir yastıkta kocayın




Şahan Gökbakar uzun süredir birlikte olduğu, gözlerden uzak bir ilişki yaşadığı sevgilisi Selin Ortaçlı 'yla evlenmiş. Hani daha önce bizim tartışmamıza neden olan gizli saklı süren ilişki. Vallahi ne yalan söyleyeyim çok sevindim. Bir yastıkta kocasınlar inşallah. Yakında baba da olacakmış. Daha ne olsun? Bunlar çok güzel haberler.




Bir tıklanmadır gidiyor




2 senedir Eurovision'a katılmıyoruz. 2 senedir Kral Müzik Ödül Töreni düzenlenmiyor. Ödüller elden veriliyor. Artık hiç bir törenin eski tadı yok. Ödül alacak insan törene gidiyor, almayacak insan gitmiyor bile. Albümler satmıyor. Artık bandrol rakamları değil tıklanma rekorları konuşuluyor. Bir tıklanmadır gidiyor. Yok kim daha çok tıklandı, yok kim tıklanmadı? Kim daha çok like aldı kim almadı? Artık like'ın, takipçinin bile satın alındığı bir platformda tıklanma durumları nasıl ölçülecek ki? Birilerini suçlamak, birilerini kabahatli göstermek o kadar kolay ki sosyal medyada. O yüzden biz bizden çıkmışız, o yüzden hiç bir şeyin tadı tuzu kalmamış. Biz neyi tartışıyoruz ben onu da anlamış değilim ki. Bilen birileri anlatabilir mi?

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR