"Çeşme mi Bodrum mu?" sorusu her sene soruladursun, yaz başından beri yaşadığım Alaçatı'dan minik bir İstanbul ziyareti için geri döndüm. Bu dönüşün tek önemli yanı başarısız darbe girişimi sonrasında ilk İstanbul ziyaretim olması. Herkesin aynı şeyi yaşamamış olduğunu biliyorum. En basitiden biz Alaçatı'da uçaklardan çıkan o korkunç sesleri duymadık, silah sesleri bize ulaşmadı. Sadece televizyondan izlediklerimiz ve camilerden ulaşan mesajlar vardı. Bu yüzden İstanbul'daki havayı merak ediyordum aslında.




Uçaktan inip evime geldim, evin önü polis otobüsleriyle dolu. Metroda her zamankinden daha sıkı bir kontrol var. Etrafta her zamankinden daha fazla silahlı polis! Henüz hiçbir çevirmeye takılmadım ama kimliğim her zaman cebimde tabii. Sabaha karşı kornalara basarak geçen heyecanlı tipleri saymazsak İstanbul'da asayiş berkemal. İnsanlar yaşadıklarını unutmaya hazır fakat herkesin dilinden aynı cümle dökülüyor; "Sürekli daha kötüsü oluyor!" Günümüzde yaşananlara bir şekilde alışıyoruz da gelecek korkusu içimizde çıkmıyor bir türlü. Güney'de huzur var da büyükşehirde bunu sağlamak zor. En azından şimdilik.




Barış'ın sakalları




Instagram'a koyduğu sakallı fotoğrafıyle hayranlarını şaşırtan Barış Arduç yine her gazetede haber oldu. Fakat ortada ufak bir aldatmaca var sanırım. Tatil için küçük beldeleri seçtiği söyleniyor ama geçen hafta sabah karşı Alaçatı Otto'da gördük kendisini. Sakalları yüzünden "Acaba dönem filmi mi çekecek?" diye soru işaretleri dolanmıştı kafamızda ama sadece tatil rehavetiymiş. Kendisini pek padişah rolüyle bağdaştıramamıştım zaten.




Olan-biten




*Haftasonu Alaçatı'da Ege Giyim Sanayii Derneği'nin projesi Millfest Moda ve Sanat Festivali vardı. Alaçatı'nın girişinde açılan stand'lar aracılığıyla tatilcilerle buluşan markalar arasında en beğendiğim yerli erkek markalarından Oonur da vardı. Tekdüze giyinmeyi sevmeyen erkekler Oonur'un kayık yakalı, uzun kesimli tişörtlerini eşlerine kabul ettirmek için baya uğraştılar. Hanımlar, beylerinin sıra dışı tasarım giymesine pek izin vermiyor galiba.




*Cuma gecesi Alaçatı Antmare'de Millfest kapsamında Shikka markasının defilesi yapıldı. Bloger Duygu Şenyürek'in modellik yaptığı defile sonrası ekip Alaçatı 5 Cocktails & More'da eğlendi. 5'da rastladığım Gökhan Keser tatil için Alaçatı'yı seçenler arasındaydı.




*Cumartesi günü ise İstanbul'a ışınlanıp Esin Övet'in düzenlediği Metropool partisine katıldım. Hilton Hotel'in havuzunda verilen partiye mayo getiren çok fazla kişi yoktu. Havuz partisi İstanbul'da yapılınca insanlar utangaçlaşıyor demek ki. Oysa serinlemek ve bronzlaşmak adına harika bir fırsattı.




Bu dönemde iyi fikir




Aslında güneşin zarar vermemesi açısından yazın çok fazla dövme yapılmaz ama bu sene millet bu durumu takmıyormuş. Hafta sonu rastladığım dövme sanatçısı Barış Yeşilbaş böyle dedi en azından. Kendi açımdan düşünecek olursam, her majör hayal kırıklığı dönemimde gider dövme yaptırırım. Vücuduma kazıttığım o sembol beni o kadar mutlu eder ki derdi-tasayı unuturum. Galiba benim gibi düşünen çok fazla insan var ki, bu gri yaz mevsimini vücutlarını dövdürerek renklendirmeye başlamışlar.




Bu ara suluboya tarzında dövmelerin tercih edildiğini söyleyen Barış için ise dövme sanatı ikinci yaşamı simgeliyor. TED Ankara'da ve Başkent Üniversitesi'nde Uluslararası Ticaret okuduktan sonra dış ticaret yapmaya başladığı sırada merak sardığı dövme sanatçılığı ile hayata karşı aradığını bulmuş. Aylarca hiç bıkmadan çalıştıktan sonra ufak ufak dövmeler yapmaya başlamış.. Geometrik, asimetrik ve suluboya tarzında dövmeler yapıyor. Bu işe biraz geç başlasa da kısa sürede tarzının en iyi ismi oldu bile. Hande Doğandemir, Aylin Aslım, Mabel Matiz gibi isimlerin dövmelerini yapan Barış son olarak Brezilya'dan teklif aldı. Gitmeden yakalamanızda fayda var.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR