Önceki gece arkadaşımın evinde kutlanan doğum günü partisindeydik. Parti dediysem yüksek volümlü müzik ve dans eden tonlarca insan akla gelmesin. Harika yemeklerin yanında rakı açılmış, telefonlarımızdan yayılan şarkılar eşliğinde keyifli bir gece. Evden yankılanan en güçlü ses, kahkaha sesi. Bir ara Müzeyyen Senar'a kalkıyor kadehler ve onun için çalınan ‘Sarı Kurdelem Sarı' adlı şarkıda herkes hep bir anda şarkıyı söylemeye başlıyor. O an çıkan gürültü de toplam 7 kişilik bir koro ne kadar ses çıkarıyorsa o kadar işte. Şarkı bitiminde dan dan dan duvara vuruluyor. Ama nasıl vurmak, yıkarcasına. Belli ki bir kutlama yapılıyor, biraz susup televizyonunun sesini açıp bizi duymazlıktan gelsen olur mu, olmaz! Takarsan duyuyorsun çünkü duydukça da kuduruyorsun. Kendi evimde üst komşumun gece yarısı 12'den sonra temizlik yapmasına alıştım ben mesela. "Hangi kadın, hangi psikolojiyle 12'den sonra temizlik yapar Oben, bir de sen delirtme kadını" diyerek sustum. Hayatımda o kadar fazla akli dengesini kaybetmiş insan var ki, nasıl davranılacağını çözdüm zamanla. Ama basit bir kutlama yemeğinin insanları çıldırtmasını anlayamıyorum. Sonuç olarak duvara vurulduğunu duyunca bir sessizlik oldu tabii evde. Parti sahibi, "Neden susuyorsunuz, sistem bu hale getirildi, biz gürültü yapmıyoruz, onlar abartıyor" diye ortada bağırıp müziğin sesini yine açtı. Yaklaşık 15 senedir ev partileri düzenlediğimden, olayın nasıl gelişeceğini de az çok tahmin ettiğim için "Bence müziğin sesini kısın" dedim ama nafile. Sonuç, davetsiz misafirler olarak polis beylerin kapımıza gelmesi. Sistem değişeli çok oluyor, eğlenceymiş, kutlamamaymış dinlemiyor. Kış uykusundan uyanmak için bu aralar iyi zamanlama bence!




POLİS KAPIDA




Kapıya polisler geldi ve ne oldu derseniz, doğum günü olan arkadaşımız çıkıp memur beylere açıklamasını yaptı. Polisler de "Elimiz boş geldik kusura bakma ama komşular şikayetçi olmuş, biraz daha az ses yapmaya dikkat edin lütfen" diyerek olay mahallini terk etti. Biz polisin kibar/ esprili / düşünceli hali karşısında şok geçirip masaya oturup, gece gece bizim yüzümüzden bir ihbar daha alıp zoraki ziyarete çıkmasınlar diye dağıldık. Şikayetçi komşular tadımızı kaçırdı mı, evet! Ama bu zamanda insanın rakı sohbeti yapabilecek arkadaşlarının olması bile büyük lüks iken, zevkimizin erken kesilmesini kimse dert etmedi. Sadece konuyu algılamakta zorlandık. Mutsuz insan değiliz ki başkasının eğlencesine çomak sokalım!




Hafta sonu sorunsalı




CUMARTESİ !f Film Festivali'nde son filmler kaçırılmasın. Taksim civarında film izleyecekseniz saat 15.00'te Taksim Meydan'da başlayacak kadınlar için mini etek giyerek yürüme aktivitesini de belirtmek lazım. Erkeklerin mini etek giyip yürümesinin yaşanan olaylarla ne açıdan bağlandığını hâlâ anlayamasam da, böyle bir yürüyüşü duyurmak boynumun borcu. Akşamına ise Salon IKSV'de Charlie Parker'a saygı gecesi düzenleniyor. Garanti Caz Yeşili kapsamındaki gece sakin bir cumartesi arayanlar için doyurucu nitelikte. "Ben dans ederim" diyorsanız Discoman olarak bilinen Serhan Sabanlar, Karaköy Bej'de DJ kabininde.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR