'10 sene öncesine dönsem bir çocuk daha yapardım'

İki çocuk annesi Aslı Şen, geçtiğimiz hafta İspanyol moda markası Mango'nun defilesine ev sahipliği yaptı. Organizasyondan elde ettiği geliri Epos 7 Derneği'ne bağışlayarak hayırlı bir işe imza atmış oldu. Dışarıdan görünenin aksine mütevazı kişiliğiyle, samimiyetini hemen karşıdaki kişiye geçirebilen Şen ile son zamanlarda neler yaptığını konuştuk...

Röportaj: Aybala ÇALIŞKAN

Fotoğraflar: Mertcan DEMİRDÖĞEN






Geçtiğimiz günlerde Mango'nun defilesine ev sahipliği yaptınız? Nasıl geçti?

Her şeyden önce bana Mango'dan böyle bir teklif geldiği için çok gururlandım. Organizasyondan elde ettiğim geliri Epos 7 Derneği'ne bağışladım. Derneğe yardım etmenin mutluğu da çok fazla benim için.




Epos 7 Derneği'ni tanımayanlar için biraz anlatır mısınız?




Dernek çok da bir benzeri olmayan dernektir. Çünkü kültürümüzün ve sanatımızın korunmasına, tanıtılmasına yardımcı oluyoruz.Her seminerimizde her aktivitemizde yeni şeyler öğreniyorum. Türkiye tanıtımında birazcık katkımız oluyorsa gerçekten bu bizi çok mutlu ediyor. Bunu da Topkapı Sarayı'nda seminerler vererek gösteriyoruz.




Basında Ali Şen'in gelini ya da Metin Şen'in eşi olarak yer alıyorsunuz... Aslı Hanım'ı bir de sizden dinleyelim...

Aslında bilen biliyor... İki çocuk annesiyim. Bir zaman geliyor ki çocuklarınız her şeyden ve sizden bile daha çok önem kazanıyor. Bu yüzden bazı işlerinizi bırakmanız gerekiyor. Zaten uzun bir süredir çalışmıyordum ondan öncede kendi hamile giyim mağazalarım vardı. Fakat çocuklarım ne zaman benden onlarla daha çok vakit geçirmemi isteyip ve fazla ilgilenmediğimi anladığım zaman ara vermişimdir.




Ali Şen'in gönlünüzdeki yeri ayrıdır sanırım...

Babamı 16 sene önce kaybettim. Babam ve kayınpederim çok eski yakın arkadaşlardır. Eşim ve ailesi babamı çok sever ve sayarlardı. Bu yüzden benim için ayrıca çok değerlidir. Gerçekten mükemmel bir babadır. Ben etrafımda bu kadar ailesini seven, koruyan, duygusal ve saygılı bir baba görmedim. Allah onu başımızdan eksik etmesin.




Modayı yakından takip eden biri olarak bu yaz hangi renkler moda?




Modayı çok seviyorum. Belli bir yaştan sonra size ne yakışıyor ne yakışmıyor onu bildikten sonra kıyafetleri daha farklı bir taşımaya başlıyorsunuz. Bu sene de yazın daha çok gri ve soğuk tonlar göreceğiz. Grilerin, soğuk renklerin, buz yeşili ve buz mavisinin hâkim olduğu bir yaz koleksiyonu olacaktır. Ben kendi adıma canlı renkleri çok seviyorum.






Türk kadınının giyim stilini nasıl buluyorsunuz?




Türk kadınının giyimini çok seviyorum. Ama tabiiki çok hoş örnekler olduğu gibi kötü örnekler de olabiliyor. Ben Türk kadınının kesinlikle Avrupa kadınından daha bakımlı ve güzel olduğunu düşünüyorum. Biz Türk kadınları çok daha hoş, misafirperveriz ve güzel olan herşey bizim içimizden geliyor. Alaturkalık kanımızda var, bazen öne çıkabiliyor. Ama çok çıkdığında bazen hoş bazen kötü görünebiliyor.




Cemiyet hayatından giyim tarzını beğendiğiniz isimler var mı?




Eltim Begüm Şen, Didem Antebi ve Fatoş Sarıgül güzel giyiniyor ve kendilerine yakıştırıyorlar. Şu anda aklıma gelmeyen isimler var, ama genelde çok zevkli arkadaşlarım var..




Geçtiğimiz yıl Kenya ve Tanzanya'ya seyahatler yaptınız. Nasıl geçti?




Ailecek seyahat etmeyi çok seviyoruz. Yaklaşık birkaç senedir de fotoğraf çekmeye merakım var. Fotoğraf dersleri alıyorum. Seyahatlerimiz genelde fotoğraf çekmeye odaklı olmaya başladı, Safari'de bunlardan bitanesi. Eşim yıllardar gitmeyi zaten çok istiyordu. Bir çok hayvanları da görebildik, gerçekten çok güzeldi. Her senede Allah imkan ve sağlık verdiği sürece daha önce gitmediğim yerlere gitmeye çalışıyorum. Doğayla iç içe olmak ve bazı anılarımı paylaşmak bana mutluluk veriyor. Başka hayatları başka yerlerde görmek gerçekten çok güzel.



KARADENİZ KIZIYIM GELENEKLERİME BAĞLIYIM




İspanyolca 'Gracias Creator' yani Yaratana teşekkürler anlamına gelen bir dövmeye sahipsiniz. Maneviyatınızın yüksek olduğunu düşünüyorum...




Ben çok inançlı biriyim. Zaman zaman namazımı kılar, orucumu tutarım. Babaannem hacı olduğu için o kültürle büyüdüm. Ben Karadeniz kızıyım, memleketime gittiğim zaman oranın kültürüne uymaya çalışırım ve evlatlarımı da öyle yetiştirdim. İnançlı bir kız olduğum içinde her zaman şükretmeyi öğrendim ve sürekli ağzımdan şükür kelimesi düşmez. Ruhumun beslenmesi anlamında en büyük ritüelimdir. Onun haricinde iyi insan olmak her şeyden daha önemlidir.




Bundan 10 sene öncesine dönseniz, yapmadığınız için pişmanlık duyduğunuz bir şey var mı?

Bir çocuk daha yapmak isterdim. Ama hatalarım olsa da iyiki yapmışım diyorum.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR